Evde kal

COVID-19 bir virüstü ve genç yaşlı, yoksul zengin dinlemeden insanlara kolayca bulaşabiliyor, hasta ediyor ve ne yazık ki bir şekilde bağışıklığı yeterince güçlü olmayanları öldürüyordu. Tüm dünyada tablo benzerdi. Bizde de başlangıçta böyle olsa da sonra virüs müthiş hızlı bir şeklide sınıfsal bir hal aldı. İş güvencesi çalıştığı özel sektör ya da devlet tarafından sağlanıp, düzenli maaş alabilen, evde kalabilme özgürlüğüne sahip olanlarla iş güvencesi olmayan, gündelik çalışan, çalışmak zorunda kalanlar arasındaki ekonomik, sosyal uçurum daha da büyüdü. Bizim ülkemizde #evdekal sosyal medya şımarıklığından öteye gidemedi. Evde kalmak isteyip de evde kalamayanlar karantinayı bir tür “iç yolculuk”, “inziva” gibi yaşayamadılar. Bizim ülkemizde virüs sağlık kaybından çok para kaybı ile eş tutuldu. Sokağa çıkmak hafta içi elzem, hafta sonu lüks görüldü. Salgınla mücadelede şükretmek bazılarımız için bir teselliden çok bir zorunluluk halini aldı. 

Covid’in önünü kesmek için radikal çözümlerden. Reklamlara bakmamak lazım hayat eve sığmaz, ev o kadar güzel değildir. Hayat sokaklarda. 

Bu nasıl madde! Sizleri şiddetle kınıyorum. Milletimizin aile yapısına tümüyle aykırı bu görüşlerle genç dimağları zehirlemenize asla izin vermeyeceğim. Şunun şurası 43 yaşındayım. Evde kal ne demek? Bu nasıl bir ayrımcılık? Sözde duyarlı insanlar olarak bir araya gelmiş, sözde akademisyen, sözde madde yazarları olarak bizleri aşağılayan sizleri bilebildiğim her yere şikayet edeceğim. Sizleri sürüm sürüm süründüreceğim. Evde kalmış!