Rüyamda kendimin dışında kimsenin maske takmadığı bir dost masasında oturuyordum. Şaşkındım. Misafirlikte olduğum için ev sahiplerine neden maske takmadıklarını da soramıyordum. Misafir öyle her şeyi kurcalamaz değil mi? Bu sebeple, maskesiz kalabalıktan korunmak için nefesimi tutmuştum. Lakin maskesiz ev sahipleri “Siz de tabağınıza hiç dokunmamışsınız ama. Dolmadan aldınız mı? Rakı tek mi duble mi? Patates salatasından alın lütfen”le üzerime geliyordu. Nefesimi tutarak hem tehlikeyi savuşturmaya çalışıyor, diğer taraftan da başımla “Gözlerimi büyüterek, hayır tokum” demeye çalışıyordum. Lakin ev sahibi ısrarını sürdürüyordu. Süper egom ise “Ev sahibine ayıp olur. Yemelisin. Bak o kadar uğraşmışlar” sinyali gönderiyordu. Tabağıma konan yemekler bir taraftan, gevşek ev sahibinin çatalını bana doğru uzatması bir taraftan, nefessiz kan ter içinde kalmıştım. “Aç ağzını bakayım. Böyle utangaç olursan lokmanı alırlar ha!” şeklinde ağzıma doğru uzanan lokmayı, tüm riskleri göze alarak karşı koyamamış cılız bir sesle “çatalda dezenfektan var mı?” diye sorup patates salatasını yemek durumunda kaldım. Sonrası televizyondan gelen İsmail Küçükkaya sesi ve kan ter içinde uyanış.
Rüyamda maskesiz yurtdışına uçtuk, maske takmayı unuttuğumuzu indikten sonra fark ettik. Birbirimize öyle bir baktık ki. Acı son. Filmin devamı çekilecek kesin.
Rüyamda denizde cerrahi maske ile yüzüyorum. 100 kulaç atma hakkım varmış. Sonra maske dağılacakmış. 100 kulaç sadece 100. Yüzerken hiç bu kadar eziyet çekmemiştim.
Rüyamda maskesiz belediye otobüsüne biniyorum, işe geç kalmışım yoksa yürüyecekmişim, biner binmez ne kadar kalabalık olduğunu düşünüyorum. “Hani seyrek biniyorduk?” diye iç geçirirken şoförün yanı güvenlidir diye öne doğru ilerlemeye çalışıyorum. Bu ilerleme kısmı herhalde saatlerce sürdü. Rüya oldu kabus. Sonunda ön sıralarda yaralı kadınların taşındığını gördüm. Karnında bıçak, kucağında çocuk vardı birinin. Birinin yüzü mosmor. Maske onlarda da yok. Bende de yok demek ki, kadınlarda yok, korkuyorum. Uyandırsın biri beni. Eşime anlattım popon açık kalmış dedi. Oysa uyumadan son izlediğim haber yine bir kadın cinayetiydi.
Rüyamda virüs kovalıyor, ben kaçıyorum, son anda taktım maskeyi. Girememiştir inşallah.
Rüyamda çok sevdiğim Kumsal Meyhanesine gidiyorum. Hijyenden emin olmadığım için rakı bardağımı yanımda götürüyorum. Garson, “karides güvece dezenfektan ister misiniz?” diye soruyor.