Market dönüşü

Pandemiye kadar üzerinde düşünmek zorunda kalmadığımız meşakatli eve dönüş serüveni.

Merdiven tırabzanlarına değmemeye dikkat ederek, asansöre biniyorsak düğmeye peçete ile temas ederek, keza sokak kapısını yine peçete yardımıyla açarak dışarı çıkıyoruz. Vay canına, güneş parlıyor, ağaçlar yemyeşil, kuşlar cıvıldıyor, dışarıda gürül gürül akan bir bahar. Neler kaçırdığımıza hayıflanarak ürkek adımlarla, herhangi bir insan gördüğümüzde geri geri ya da yan yan kaçarak en yakın markete yollanıyoruz. Market arabasının tutma yerlerini ve zeminini cebimizden hızla çektiğimiz dezenfektanla fısfıslıyor ve derin bir nefes alıp içeri giriyoruz. “Eller yukarı!”. Pardon, maskeyi takınca kendimi western filminde sandım. Tabii ki öyle bir şey yapmıyoruz, efendi efendi stantlar arasında dolaşıyoruz. Üstümüze üstümüze gelen başka bir müşteri görürsek hemen geri vitese takıyor ve olay mahallinden kaçıyoruz. Satın alacağımız ürünleri arka sıralardan, el değmemişlerden seçiyoruz, vakit kaybetmeden kasaya yöneliyoruz. Kasa önünde kuyruk varsa kenarda bekliyor ve ortam seyrelince yanaşıyoruz. Cebimizden mazisi temiz, özbeöz kendimize ait poşetleri çıkarıp aldıklarımızı acele acele yerleştiriyor, varsa temassız, yoksa temaslı kartımızla ödemeyi yapıp arkamıza bakmadan kaçıyoruz.

Oflaya puflaya merdivenleri çıkıyor, kapıyı zor bela açıyor, poşetleri önceden serilmiş gazetenin üstüne fırlatıyor, ayakkabıları çıkarıp içeriye giriyoruz. Maske ve heyecandan öyle bir terlemiş oluyoruz ki poşetleri öylece bırakıp önce eldivenlerimizi usulüne uygun çıkarıp, maskemizden de lastiklerinden tutarak kurtulduktan sonra her ikisini de bir poşete koyup ağzını kapatarak çöpe, kendimizi de banyoya atıyoruz. Kapı açıktı zaten, musluğu bir kâğıt peçete yardımıyla açıyor, yine peçete yardımıyla sabunu elimize fışkırtıyor, elimizi yıkamaya ve “Happy Birthday To You” şarkısını söylemeye aynı anda başlıyoruz. Zira uzmanların dediğine göre 30 saniyelik süre bu şarkının tamamına denk geliyor. Deliye her gün bayram, pandemi bireyine her gün doğum günü. Eller yıkandıysa poşetler balkona nakledilebilir ve ardından eller tekrar yıkanabilir, poşetlere değdik, ne olur ne olmaz. Sonra dezenfektan cepten çıkarılıp kapı kollarına, değdiğimizi düşündüğümüz yerlere fışkırtılır. Kart, anahtar ve paralar da dezenfektandan nasiplendirilir. Kapının önü çamaşır suyu eklenmiş suyla silinir ve gönül rahatlığı ile duşa girilir. Lütfen giysilerinizi 60 derecede yıkamayı ve balkonda bekleyen öteberiye zamanı geldiğinde gereken ilgiyi göstermeyi unutmayınız…