Virüsün herkese eşit davrandığını, ayrımları ortadan kaldırdığını iddia eden kavram.
COVID-19 virüsünün Çin’den çıkıp dünyaya yayılmaya başladığı ilk günlerde “eşitlik” kavramı da yeniden sahneye çıktı, çok konuşulur oldu. Hızla Asya’dan Avrupa’ya, Amerika ve Afrika’ya kadar bütün dünyada dolaşıma çıkan bu virüs zengin fakir, kadın erkek, ünlü ünsüz ayırmıyordu; ülkeler arasında da ayrım gözetmiyordu.
Ünlü oyuncu Tom Hanks ve eşi çift Rita Wilson gibi ünlüler, İngiltere Başbakanı Boris Johnson, İran Sağlık Bakan Yardımcısı İreç Herirçi, Kanada Başbakanı Justin Trudeau’nun eşi Sophie Greoire Trudeau gibi siyaset alanından isimler, Fatih Terim gibi teknik direktörler de koronaya yakalanabiliyordu. Böyle olunca da “virüsün bütün insanlara eşit davrandığı” kabul gördü.
Fakat eşitlik, 1789 Büyük Fransız Devriminin ünlü “Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik” (Liberté, égalité, fraternité) sloganından çıkarak bütün insanlığın ortak ülküsü haline gelen üç kavramdan biriydi ve tek başına insana refah getirmiyordu. Bu üç kavram bir arada olmadan toplumsal refahın sağlanması ve sosyal devletin kurulması mümkün değildi. Sosyal devlet olmayınca da “virüs eşitliği” sağlanamıyordu.
COVID-19 virüsü de herkesi hedef almakta eşit davransa da bazı insanlara ulaşması mümkün olamıyordu. Zira virüsün ne denli büyük tehlike olduğu anlaşıldığında parası, imkanı olanlar evlerine çekildiler ve virüsten korunmak için gereken her türlü önlemi rahatlıkla uygulayabildiler. Ancak maddi ve manevi olanağı olmayan, çalışmak zorunda olanlar hastalığa yakalanma tehlikesine açık halde yaşamaya devam ettiler.
Pandemi günlerinde spor yaparken çekilen bir fotoğrafını paylaşan iş insanı Hacı Sabancı’nın, salgına rağmen dışarıda olduğunu sanan bir takipçisine, “Sakin ol şampiyon, evdeyim” yanıtı “virüsten korunma konusunda eşitlik olmadığı”nın simgesi oldu. Virüsün herkesi hedef almakta eşit davrandığı ama virüsten korunma konusunda eşitliğin söz konusu olmadığı, günler geçtikçe daha net görüldü. Hastalık giderek hastalıktan korunma olanağı olmayan kitlelere yayıldı.
ABD’de evsizler, Avrupa’da huzurevlerindeki insanlar öldükçe, virüs ilk başka sanılanın aksine eşitsizliği insanlığın yüzüne çarptı. “Virüs eşitliği” pandeminin ilk günlerinin bir hayali olarak unutuldu gitti.