Z kuşağı

2000 ve sonrası doğanları tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Pandemi sürecinde 65 yaş üstü ile birlikte yasak ve kısıtlamalardan en çok nasibini alan yaş grubu olarak ön plana çıkmış, çevrim içi okul hayatı, sokağa çıkma yasağı, LGS, YGS gibi sınavların birebir özneleri olarak çok konuşulmuş, tartışılmıştır. Öte yandan pandemi sürecinde genelde Avrupa ve Amerika’da COVID-19’dan en az etkilenen grup gibi görünseler de ülkemizde güvencesiz iş ya da asgari ücretle çalışan kesimin belli bir bölümünü oluşturduğu için de gündem olmuş ve ne yazık ki salgından belki de en çok etkilenen, riskli sayılan grup olarak tanımlanmıştır. Bütün bunlara ek olarak ülkemizde yedi milyon civarında bir kesimi temsil ettiklerinden, gelecek seçimler için ciddi bir oy potansiyeli olarak da görülen kuşak ne yazık ki kendilerini yeterince “iyi” anlayamayan büyüklerine karşı öfkelidir de. Teknolojinin içine doğan bu kuşak için teknoloji öğrenilen bir şey değil, bir tür uzuv niteliğindedir. Sosyal medya, pek çok aplikasyon, internet onların kendilerini fütursuzca, özgürce ve kendi jargonları ile ifade ettikleri bir mecra olmaktan daha da fazlasıdır. Bir tür yaşam biçimidir. Tüm bunların ebeveynler, devlet büyükleri tarafından kısıtlanması Z Kuşağının kırmızı çizgisidir. Hayat felsefelerini hasta la vista baby diye özetlemek sanırız yanlış olmaz.