Hukuk Masasından Peşin İhtarname

Biz üç kafadar bir araya geldik, bir iş yapalım ama nasıl bir iş yapalım da hem biz eğlenelim hem de
başkalarının gülüp eğlenmesine vesile olalım, dedik. Ortaya bu çıktı. Çıktı, dediysem olmuş bitmiş bir
iş değil, olmakta olan bu metin çıktı.

Bizim klanın savaşçısı ben olduğumdan bu metni yazmak da bana düştü. Sırf hukuk tahsilim, baroda
da kaydım var diye değil, aileden kalma acayiplikler yüzünden de öyle oldum. Çorum olaylarında
“Yaşatmayız burada Alevileri” diyene odunla dalıp ağzını yırtan mı ararsın, 80 öncesi Ülkü-Bir
başkanını hastanelik eden mi ararsın, 80 sonrası “Buraya gomonisler giremez” diyeni öğretmenler
lokalinin camından dışarı sallayanı mı arasın… Ben onların yanında kuzu gibiyim kuzu… En fazla ihtar
ederim, vekaleten arz ederim…

Şimdi gelelim meselemize. Adını Temaslı Sözlük koyduğumuz işbu iş, hiçbir tecimsel kaygı
taşımamaktadır. Biz üç kişi önce kafa patlattık, sonra nazımızın geçtiği eşimizi dostumuzu darladık,
sonra tanışa, hısım akrabaya oradan az daha uzaktan tanıdıklara, tanıdığın tanıdığına derken şimdi
umuma açılıyoruz.

Burada yazılanlar, yazanı bağlar. Ama yazana varana kadar tabii önce bizi bağlar, sorumluluktan kaçan
yok efendim. Temaslı Sözlük benim! Diye çıkarız ortalığa gerektiğinde. Tabii bir de diyelim bu iş içinizi
gıdıkladı, iki satır da ben yazayım diyorsunuz, yolda yürürken, lavaboyu silerken maddeler uçuşuyor
kafanızda, ama ortamlarda bir ağırlığınız, hayatta bir duruşunuz var, böyle cıvık işlerde adınız geçsin
de istemiyorsunuz, o vakit çakarsınız bir mahlas, olur biter. Senin ağırlığın sana, benim cıvıklığım bana
arkadaşım, nihayetinde.

Diyelim sayfaya baktın, aklına bir şeyler geldi, durma hemen yaz. Yaz ama cırt diye yayınlanacak diye
düşünme. 21. Yüzyıl hastalığı mükemmeliyetçilik malum, yazdığı beğenilmeyince sinir krizi geçirenler
var. Oysa yazı çizi biraz masa tenisi gibidir ya, yollarsın, geri gelir, bir daha yollarsın, yine gelir. Yılma,
kızma, bozulma, yine yaz, daha iyisini yaz. Sosyal medya değil ki bu saatte 2.500 km hızla aksın gitsin,
değil mi? Hem sana garezimiz olacak değil ya. Hepi topu yazdığın kafamızdakine uymamıştır. O
kadarcık da hakkımız olsun değil mi? O nedenle yazdığın yayınlanmadığında ne kendini ne bizi darla,
ama her türlü dedikodu serbest, o ayrı.

Diyelim listeye baktın, canının çektiği bir madde gördün, ama dolu görünüyor. Ama oraya havlumu
koymuştum, diye mızıma. Sen de maddeni yaz yolla, onu da ekleriz olur biter.
Listede süper bir madde eksik kalmışsa hemen yaz yolla en sevdiğimiz madde yazarımız olursun, bir
sıkımlık diş macunun bedavaya gelir.

Madde yazarlarına veya yazılmış maddeye kafa atmak için yazma mesela. O hiç de öyle değil bi’ kere
akıllım! deme yaşlarımızı geçtik sonuçta değil mi? Değil mi! Bize veya madde yazarlarına makul
düzeyde saydırabilirsiniz. Sosyal medya kovalayıp şikayet et/engelle/dilekçe yaz/ismi belli değil,
kimmiş onu bul işleriyle hiç uğraşamam. Ama ayarı kaçırırsanız eh ben de avukatım yani kendi
çapımda, parmaklarınızın değdiği klavyedeki virüs yüküne kadar kovalarım, haberiniz olsun.
Yapılan işe dair süper analizlerin yeri kendi mekanlarınızdır. O nedenle neyi nasıl yapmak zorunda
olduğumuz, onu öyle yapmaz isek ne yaparsak yapalım yapılan işin hiçbir mana ve ehemmiyeti
olamayacağına dair dürtme/ısırma/buyurma metinlerinizi diğer mecralarda yayınlayabilirsiniz.

Şunlar varmış, bunlar yazmış, ama bak bunlar yokmuş diye siyaset dedikodusu üretmek yerine,
nöronları çarpıştırıp madde üretin, biz o zannettiklerinizden değiliz.

Burada yapılan işten beş kuruş gelir etme ihtimalimiz oluşursa ki oluşmaması için elimizden geleni
yapacağız, sokak hayvanları temaslı mamalarını yer, olur biter. İçiniz rahat olsun, aldılar fikirleri
kondular cukkalara denilecek bir iş değil bu.

Olmaz da olur ya gider bir hukuk blogu okursunuz, azıcık cinlik yapalım bir dava açalım, yolda
yürürken bir arkadaşıma söylediklerimi almışlar, buraya yazmışlar, vallaha da benim aklıma geldiydi
dersiniz , dava açarsınız falan peşinen söyleyeyim hiç uğraşamam. İlk duruşmada “Ortada kanunda
belirtilen şekle uygun fikir ve sanat eseri varsa davayı kabul ediyorum” der çıkarım. Adliye kantininde
kötü tostla demini almamış çayımı içer gelirim. Bilirkişi raporuna beyan yaz, istinaf dilekçesi yaz,
temyize git falan hiç uğraşamam.

Sonuç ve İstem: Burada ortaklaşa bir iş yapıyoruz, gülelim eğlenelim istiyoruz.
Tadımız kaçmasın. Peşinen ihtar olunur.